Kaderden kaçarken kaderi yaratmak: Oidipus
Kader değişebilir miydi, yoksa onu değiştirmeye çalışmak mı kaderin ta kendisiydi? Hadi Kral Oidipus’un hikayesiyle bu soruya cevap bulalım.
Kral Laios ve eşi Iokaste'nin bir çocukları olur. Doğan çocuğun kaderini öğrenmek için gittikleri kahin, krala bebeğin büyüyüp kendisini öldüreceği haberini verir. Bunun üzerine Laios bebeğin öldürülmesini emreder. Çocuğun topukları çivilenir ve ölmesi için bir otlağa bırakılır. Oralarda bulunan bir çoban bebeği bulur ve komşu ülke Korinthos kralı Polybos'a teslim eder. Çocuk sahibi olamayan kral çocuğu evlat edinir ve çivilenen ayaklarından dolayı ismine "şişik ayaklı" anlamına gelen Oidipus koyar.
Yıllar geçer. Oidipus, Polybos'u öz babası zannetmektedir ve yaşanan hiçbir şeyden haberi yoktur. Bir gün aralarında geçen kavgada kendisine "uydurma evlat" denildiğinde kafasında sorular oluşur ve kahinle konuşmaya karar verir. Kahine babasının öz babası olup olmadığını sorar. Kahin bu soruya cevap vermez fakat domino taşını oynatacak olan o kehaneti açıklar.
Oidipus, öz babasını öldürecek ve annesiyle yatacaktır. Oidipus duyduklarını dehşetiyle şehirden kaçar ve bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk sırasında, duyduklarından dolayı ağır yıpranmış bir haldeyken önüne çıkan bir arabacıyla kavga eder ve arabacının kendisine sopayla vurmasının ardından adamı ve arabanın içindekileri öldürür. Arabacı olduğunu zannettiği kişi öz babası kral Laios'tan başkası değildir. Şehre dadanan Sphinx adlı yaratıktan kurtulmak için kahine danışmaya gitmektedir ve tanımamak için arabacı kılığındadır.
Kehanetin ilk yarısının gerçekleştiğinden habersiz şehre gelen Oidipus, şehrin kapısındaki Sphinx ile karşı karşıya gelir. Sphinx, Yunan mitolojisinde karşısına çıkan insanlara zorlu bilmeceler soran ve bilmecelerini bilemeyenleri öldüren bir yaratıktır. Bilmecesi bilindiği takdirde kendini öldürür. Oidipus'a yönelttiği soru şudur: sabah dört ayaklı, öğlen iki ayaklı, akşam üç ayaklı olan canlı nedir? Oidipus sorunun cevabını bilir ve şehre girer. Şehirlerine dadanan yaratıktan kurtaran kişiyi sevinçle karşılayan halk, Oidipus'u ölen krallarının yerine kral yaparlar ve bununla beraber korkunç kehanetin ikisi kısmı gerçekleşir.
Kral olan Oidipus, annesi olduğunu bilmediği kraliçe Iokaste ile evlenir ve dört çocukları dünyaya gelir.
Bu sırada şehir mahvolmaktadır. Ortaya çıkan veba hızla yayılmakta, kadınlar çocuk doğururken ölmekte, insanlar yaşam savaşı vermektedir. Halk Oidipus'tan yardım ister ve Oidipus bir kez daha kahinden yardım ister. Kahin, eski kralın katilinin şehirde barındığını ve cezasız kaldığı için bu belaların şehri bulduğunu söyler.
Oidipus, halkını kurtarmak için kendi sonunu getirdiğini bilmeden eski kralın katilini araştırmaya başlar. Öğrendiği her bilgi ötekinin yolunu açar ve Oidipus korkunç gerçekle yüz yüze geldiğinde, daha bunu sindiremeden hem karısı hem annesi olan Iokaste'nin kendini asarak intihar ettiğini görür. Bu dehşet verici manzara karşısında annesinin kıyafetindeki iğneleri çıkarır ve gözlerine batırmaya başlar. Kör olan Oidipus'u kendi halkı şehirden kovar ve yalnız ve mutsuz bir şekilde ölür.
Bu tragedyada Oidipus suçlu mudur? Peki ya Iokaste? Laios? Hayır, hiçbiri yaşanan kehanetin sorumlusu değildir. Her şey en başından kaderin çizdiği yolda gerçekleşir. Kaderden kaçtıklarını düşünerek attıkları her adım kaderin ta kendisini oluşturan yolu çizer. Hatta kaçtıkları yollar olmasa belki de o kader gerçekleşmeyecektir. Oidipus ailesinden ayrılmasa belki bir taht kavgasında babasını öldürme ihtimali gerçekleşebilirdi fakat annesiyle evlenmesi? Veya Korinthos'tayken kahinle konuşmasaydı asla o yolculuğa çıkmayacak ve babasını öldürmeyecekti. Ve yine Laios Sphinx'ten kurtulmak için kahinin yoluna düşmeseydi Oidipus kendisini öldürmeyecekti.
Kader tanımı bakımından değiştirilmesi mümkün olmayan şeydir. Çizdiğin yol, kaçışın, kaçarken attığın her adım kaderin kendisidir.
Peki Antik Yunan'da bu tragedya bize ne söylemek istemiş?
Fark ettiyseniz olaylar her seferinde kahinden medet umulduğunda düğümleniyor. En başta bebeğin kaderini okuması için götürülmesiyle, büyüyen Oidipus'un Korinthos'ta kahini görmesiyle, Laios'un Sphinx'ten kurtulmak için kahinin yoluna düşmesiyle… Sophokles bize kaderi değiştirmenin mümkün olmadığını bir çocuğa anlatır gibi basit bir ana fikirle anlatmış diyebiliriz sanırım.
Kendimize soralım: Kaderden gerçekten kaçabilir miyiz, yoksa kader sandığımız şey bizim kendi korkularımızla çizdiğimiz bir yoldan mı ibaret? Oidipus kaderinin mahkûmu muydu, yoksa kendi korkularının mimarı mı?
bence oidipus kaderinin yolcusuydu. ondan kaçamayarak içinde sürüklendi. aslında korkuların sebepleri olduğunu da çok güzel anlatan bir mit bence, korktuğun kader korkunun sebebi çünkü ondan kaçamazsın. her şey olacağına varır düşüncesi gibi.
mitolojiyi çok severim ve kalemin de çok güzel. hoş geldin aramıza 🧿
İNANILMAZ OLMUŞ. Dilin çok akıcı ve okuması keyifli. Eline sağlık 💗😭